Kutsal Kitaplar ve Sahifeler

Güneş ol, doğ!.. Perdesini kapatan utansın!..

Vedalar

Posted by alfaomega230 Ekim 11, 2009

Vedalar (Sanskritçeवेद), Aryan din edebiyatının tamamını içine alan bir terimdir. Hinduizm dinine inananlar için kutsaldırlar ve yine bu dine inananlar için açığa çıkmış bilgidirler. Veda kelimesi bilgi manasına gelir ve İngilizce farkında olmak manasına gelen wit sözcüğüyle aynı kökene sahiptir.

Birçok Hindu, Vedaların yaratılışın başından beri var olduğuna inanır. Vedaların en yeni bölümleri yaklaşık M.Ö. 500 senesi civarında ortaya çıkmışken, en eski metin (RigVeda) yaklaşık M.Ö. 1500 yıllarına aittir. Fakat birçok Hint bilimciye göre metinler yazılmadan önce uzunca bir süre devam eden bir sözel gelenek mevcuttu.

Veda’lar 4 ana bölüme ayrılır:

1)Samhitalar

2)Brahmanalar

3)Aranyakalar

4)Upanişadlar

Samhita’lar genelde mantralardan oluşur ve 4 bölüme ayrılır:

RigVeda

SamaVeda

YajurVeda

AtharvaVeda

Brahmanalarda dini törenlerin özellikleri ve sembolik manaları anlatılır, Aranyakalarda artık ritüelizm değil tamamen sembolik anlamlar açıklanmaya başlanır.

Aranyakalar ve özellikle “Veda’ların sonu” (Vedanta) olan Upanişadlar(MÖ 800- MÖ 400) daha felsefi ve mistik yapıdadır, anlaşılması mantralara göre çok daha kolay olduğundan “Vedaların en önemli bölümleri, zirvesi” kabul edilir ve Hint felsefesi konusunda en önemli kaynaklardan biridir.

Samhitalardan en değerlisi ve en eskisi olan Rig-Veda’da doğa güçlerinin kişileştirilmesi olan Tanrılara ilahiler vardır, anlatımlar üzeri kapalı yoğun sembolizmle bezenmiştir ve anlaşılmasının oldukça zor olduğu kabul edilir, Rig-veda’da, hayatın anlamına, evrenin başlangıcına ilişkin felsefi çıkarımlar da bulunmaktadır:

“Önce ne varlık vardı ne de yokluk, ne hava vardı ne de ötedeki gökyüzü, neydi onu saran? Neredeydi? Kimin himayesindeydi?

Orada mıydı, derinliklerine ulaşılamaz engin Umman? Ölüm de yoktu o zaman, ölümsüzlük de. Geceye ya da gündüze ait olan herhangi bir belirti yoktu, Tek olan soluk olmadan soluyordu kendi iç gücüyle, bundan başka da hiçbir şey yoktu.

Karanlık vardı, her şeyi saran bir karanlık, ve her şey ayrışmamış haldeki Ummandı o zaman, boşluğun sakladığı o, gayrete geldi ve var oldu.

Başlangıçta ilahi aşk meydana geldi, Gönül’ün ilksel tohum hücresini oluşturdu, Rişiler gönüllerinde araştırma yaparak keşfettiler varlığın yokluktaki bağlantısını.

Belli belirsiz bir çizgi varlığı gayri varlıktan kesip ayırdı…” (Rig-Veda 10:129)

Sorry, the comment form is closed at this time.